Tarihte Yolculuk: Giresun Tarihte Yolculuk: Giresun - Manevihanem

Tarihte Yolculuk: Giresun

 Tarihte Yolculuk serüvenimizin bir sonraki durağı kirazın ana yurdu olan Giresun (Kerasus). Doğu Karadeniz’in sahil şeridinde yer alan şehrimiz tarihi açıdan büyük bir öneme sahiptir. Birçok yaşanmışlığa şahit olup farklı medeniyetlere de ev sahipliği yapmıştır. Ayrıca Hasan Ali YÜCEL ve Kemal TAHİR gibi isimler de aslen Giresunludur. Diğer yazılarımızda olduğu gibi bu yazımızda da şehrimizin Selçuklu ve Osmanlı dönemi tarihi yapılarından bahsedeceğiz. Bir cami, bir köprü, bir kale yine uğrak noktalarımız olacak. Birlikte bu güzel yapıları gezip ecdat mirasına tanıklık edeceğiz.


Hacı Abdullah Duvarı

 Bölgenin Türkleşmesinde ve İslamlaşmasında önemli etkiye sahip olan Hacı Abdullah Halife tarafından 1610 yılında Rum işçilere yaptırıldığı bilinmektedir. Diğer ismi “Çıkrıkkapı” olarak bilinen taş duvar mera sınırlarını ayırmak ve yaban hayvanlarından korunmak için yaptırılmıştır. Yağlıdere ve Alucra yaylarını birbirinden ayırma özelliğine sahiptir. Ayrıca Çin Seddi’nden sonra korunma amaçlı olarak yapılmış ikinci büyük duvar olduğu söylenmektedir. Sadece bir kapısı olan ve hiç harç kullanılmadan yapılan duvar günümüzde halen ayaktadır. 6.5 kilometre uzunluğunda ve 1.5 metre yüksekliğinde olduğu bilinen duvar yığma taş usulüyle yapılmıştır.

Hacı Abdullah Duvarı


 Taşhanlar

 Şebinkarahisar ilçe merkezinde yer alan kalenin kuzey eteğinde bulunan tarihi bir yapıdır. 17.yüzyılda Şebinkarahisar Sipahi Reisi olan Taban Ahmet Ağa tarafından yaptırılmıştır. Kale ve orta mahalleye giden yolun her iki tarafında yer alan yapılar kagir bedesten (çarşı) olarak inşa edilmiştir. Yeri kara taştan, hepsi iki katlı, ayrı giriş çıkışları olan bedestenlerin ortalarında ışık alabilmeleri için delikler mevcuttur. Kuzey cephesinde dışa dönük 5 adet kemerli dükkan kısımları ve tam ortada bir avlu bulunmaktadır. Bu özellikleriyle tipik Osmanlı Taşhanları mimarisinin en güzel örneklerindendir. 1915 yılından büyük Erzincan depremine (1939) kadar cezaevi olarak kullanılmış ve bu depremden çok fazla zarar görmüştür. Ne yazık ki büyük bir bölümü yıkılan bedestenler taşı, demiri ve kurşunları için tahrip edilmiştir. Günümüzde ise bedestenlerin temizlenmesi ve daha fazla tahribata uğramaması için belediye tarafından önlemler alınmaktadır.

Taşhanlar


Şebinkarahisar Kalesi

 İlçe merkezinin kuzeyinde kalan ve Hacı Kayası olarak bilinen bir tepe üzerinde yer almaktadır. Şehirden 160 metre daha yüksekte bulunan kalenin planı bir yamuğu anımsatmaktadır. Yapım tarihi hakkında kesin bir bilgi veren kitabesi bulunmamaktadır. Kalenin surlarında değişik dönemlerin yapım teknikleri görülmektedir. İç ve dış kale olarak iki bölümden oluşan kalenin sivri kemerli kapısı iki kule arasına yerleştirilmiştir. Taş malzeme ile inşa edilmiş ve Selçuklu kapısı olarak da anılan bu kapının 15-20 metre kuzeydoğusunda sonradan kapandığı anlaşılan Bizans dönemine ait olabilecek bir kapı daha vardır. Kalenin bugünkü giriş kapısı ve çevresindeki surlar Selçuklu, Osmanlı dönemlerine aittir. Kale kapısını üzerinde bulunan kitabe ve Selçukluya ait çift başlı kartal kabartması 1896 yılında Rumlar tarafından sökülmüş ve yok edilmiştir. Dış kalenin en önemli Kızlar Kalesi olarak anılan oval planlı büyük burçtur. Kale içerisinde büyüklü küçüklü çok sayıda kayaya oyma sarnıç vardır. Bunlardan en önemlisi ise; Kırk Badal olarak anılan su tünelidir. Ayrıca Evliya Çelebi Seyehatname’sinde kale içerisinde evler, buğday ambarları ve Fatih Cami’nin yer aldığını belirtmektedir. 1915 Ermeni isyanına kadar bu yapıların çoğunun ayakta olduğu bilimektedir. 1939 Erzincan Depremi ve başka doğal olaylar sebebiyle tahrip olan kale en son 2003 tarihinde onarım görmüştür.

Şebinkarahisar Kalesi


Dereli Köprüsü

 Şehir merkezine 32 kilometre uzaklıktaki Dereli ilçesinde bulunan bu tarihi köprünün 18.yüzyılda yaptırıldığı tahmin edilmektedir. Tek gözlü ve yuvarlak kemerli yapıda inşa ettirilmiştir ve kemeri yayvandır. Köprünün yapımında kesme taş, ince yonu taşı ve moloz taş kullanılmıştır. Ayrıca kesme taşla inşa edilmiş kenar korkulukları da mevcuttur. Köprünün yürüyüş yolu yapılan restorasyonlarla parke taşıyla kaplanmıştır. 1964 yılında meydana gelen büyük sel felaketi sebebiyle sular altında köprü yine de yıkılmamıştır. Köprüyle ilgili olarak anlatılan hikayeye göre bölgede yaşayan Rum ustalar köprünün üst kemer eğimini bir türlü yapamamışlar, daha sonra Şaban ustayla görüşmüşler. Böylece köprünün kemer inşasını Gümüşhane’nin Torul ilçesinin genç duvar ustalarından Ömer oğlu Şaban yapmıştır.

Dereli Köprüsü


Şıhkıran Camii

 Kagir yapım sistemiyle inşa edilmiş ve kuzey-güney yönünde dikdörtgen planlıdır. Tüm duvarları sıvalı olan caminin girişinin bulunduğu kuzey cephesinin ön tarafının üzeri yakın zamanda kapatılmıştır. İçten ahşap tavan, dıştan çinko sac kaplı dört omuzlu kırma çatı ile örtülüdür.  Caminin minaresi ve son cemaat yeri bulunmamaktadır. Beden duvarlarında kullanılan malzeme kireç taşıdır. Korkulukları, mihrabı, minberi, vaaz kürsüsü ahşaptandır ve yenilenmiştir. Ön tarafta iki tane  kare gövdeli dikme ile taşınan kadınlar mahfilinin köşk kısmı mevcuttur. Kadınlar mahfiline girişin solunda bulunan L şeklindeki merdiven ile ulaşılmaktadır. Caminin ne zaman inşa edildiği tam olarak bilinmiyor fakat giriş kapısının üzerinde yer alan tabelada 1397 tarihinde yapıldığı yazılıdır. Yazılı kaynaklara göre ise 1831 tarihli nüfus kayıtlarında “ caminin yanında 70 yaşlarında Molla Hasan oğlu Osman Efendi bin Ali” isimli bir kişiden bahsedilmektedir. Bu kişinin mezarı cami haziresinde olup caminin imamı olduğu bilinmektedir. Bu sebepten dolayı caminin 1831 yılından önce yaptırıldığı düşünülmektedir.

Şıhkıran Camii


Serüvenimizin bugün ki durağında Giresun'a konuk olduk. Cennet vatanımızın her köşesindeki değerli yapıları sizlerle her zaman olduğu gibi buluşturmaya gayret ediyoruz. 81 ilimiz tamamlanana kadar devam edeceğiz inşallah. Bir sonraki şehrimizde bambaşka mekanlarda buluşmak ümidi ile, baki muhabbetle...

 Yazan: Ayşenur Çakmak

 

Yorum Gönder

0 Yorumlar