Hacı Abdullah Duvarı
Bölgenin Türkleşmesinde ve
İslamlaşmasında önemli etkiye sahip olan Hacı Abdullah Halife tarafından 1610
yılında Rum işçilere yaptırıldığı bilinmektedir. Diğer ismi “Çıkrıkkapı” olarak
bilinen taş duvar mera sınırlarını ayırmak ve yaban hayvanlarından korunmak
için yaptırılmıştır. Yağlıdere ve Alucra yaylarını birbirinden ayırma
özelliğine sahiptir. Ayrıca Çin Seddi’nden sonra korunma amaçlı olarak yapılmış
ikinci büyük duvar olduğu söylenmektedir. Sadece bir kapısı olan ve hiç harç
kullanılmadan yapılan duvar günümüzde halen ayaktadır. 6.5 kilometre
uzunluğunda ve 1.5 metre yüksekliğinde olduğu bilinen duvar yığma taş usulüyle
yapılmıştır.
Hacı Abdullah Duvarı |
Taşhanlar
Şebinkarahisar
ilçe merkezinde yer alan kalenin kuzey eteğinde bulunan tarihi bir yapıdır.
17.yüzyılda Şebinkarahisar Sipahi Reisi olan Taban Ahmet Ağa tarafından
yaptırılmıştır. Kale ve orta mahalleye giden yolun her iki tarafında yer alan
yapılar kagir bedesten (çarşı) olarak inşa edilmiştir. Yeri kara taştan, hepsi
iki katlı, ayrı giriş çıkışları olan bedestenlerin ortalarında ışık
alabilmeleri için delikler mevcuttur. Kuzey cephesinde dışa dönük 5 adet
kemerli dükkan kısımları ve tam ortada bir avlu bulunmaktadır. Bu
özellikleriyle tipik Osmanlı Taşhanları mimarisinin en güzel örneklerindendir.
1915 yılından büyük Erzincan depremine (1939) kadar cezaevi olarak kullanılmış
ve bu depremden çok fazla zarar görmüştür. Ne yazık ki büyük bir bölümü yıkılan
bedestenler taşı, demiri ve kurşunları için tahrip edilmiştir. Günümüzde ise
bedestenlerin temizlenmesi ve daha fazla tahribata uğramaması için belediye
tarafından önlemler alınmaktadır.
Taşhanlar |
Şebinkarahisar Kalesi
İlçe merkezinin kuzeyinde
kalan ve Hacı Kayası olarak bilinen bir tepe üzerinde yer almaktadır. Şehirden
160 metre daha yüksekte bulunan kalenin planı bir yamuğu anımsatmaktadır. Yapım
tarihi hakkında kesin bir bilgi veren kitabesi bulunmamaktadır. Kalenin
surlarında değişik dönemlerin yapım teknikleri görülmektedir. İç ve dış kale
olarak iki bölümden oluşan kalenin sivri kemerli kapısı iki kule arasına
yerleştirilmiştir. Taş malzeme ile inşa edilmiş ve Selçuklu kapısı olarak da
anılan bu kapının 15-20 metre kuzeydoğusunda sonradan kapandığı anlaşılan
Bizans dönemine ait olabilecek bir kapı daha vardır. Kalenin bugünkü giriş
kapısı ve çevresindeki surlar Selçuklu, Osmanlı dönemlerine aittir. Kale
kapısını üzerinde bulunan kitabe ve Selçukluya ait çift başlı kartal kabartması
1896 yılında Rumlar tarafından sökülmüş ve yok edilmiştir. Dış kalenin en
önemli Kızlar Kalesi olarak anılan oval planlı büyük burçtur. Kale içerisinde
büyüklü küçüklü çok sayıda kayaya oyma sarnıç vardır. Bunlardan en önemlisi
ise; Kırk Badal olarak anılan su tünelidir. Ayrıca Evliya Çelebi Seyehatname’sinde
kale içerisinde evler, buğday ambarları ve Fatih Cami’nin yer aldığını
belirtmektedir. 1915 Ermeni isyanına kadar bu yapıların çoğunun ayakta olduğu
bilimektedir. 1939 Erzincan Depremi ve başka doğal olaylar sebebiyle tahrip
olan kale en son 2003 tarihinde onarım görmüştür.
Şebinkarahisar Kalesi |
Dereli Köprüsü
Şehir merkezine 32 kilometre
uzaklıktaki Dereli ilçesinde bulunan bu tarihi köprünün 18.yüzyılda
yaptırıldığı tahmin edilmektedir. Tek gözlü ve yuvarlak kemerli yapıda inşa
ettirilmiştir ve kemeri yayvandır. Köprünün yapımında kesme taş, ince yonu taşı
ve moloz taş kullanılmıştır. Ayrıca kesme taşla inşa edilmiş kenar korkulukları
da mevcuttur. Köprünün yürüyüş yolu yapılan restorasyonlarla parke taşıyla
kaplanmıştır. 1964 yılında meydana gelen büyük sel felaketi sebebiyle sular
altında köprü yine de yıkılmamıştır. Köprüyle ilgili olarak anlatılan hikayeye
göre bölgede yaşayan Rum ustalar köprünün üst kemer eğimini bir türlü
yapamamışlar, daha sonra Şaban ustayla görüşmüşler. Böylece köprünün kemer
inşasını Gümüşhane’nin Torul ilçesinin genç duvar ustalarından Ömer oğlu Şaban
yapmıştır.
Dereli Köprüsü |
Şıhkıran Camii
Kagir yapım sistemiyle inşa edilmiş
ve kuzey-güney yönünde dikdörtgen planlıdır. Tüm duvarları sıvalı olan caminin
girişinin bulunduğu kuzey cephesinin ön tarafının üzeri yakın zamanda
kapatılmıştır. İçten ahşap tavan, dıştan çinko sac kaplı dört omuzlu kırma çatı
ile örtülüdür. Caminin minaresi ve son
cemaat yeri bulunmamaktadır. Beden duvarlarında kullanılan malzeme kireç
taşıdır. Korkulukları, mihrabı, minberi, vaaz kürsüsü ahşaptandır ve
yenilenmiştir. Ön tarafta iki tane kare
gövdeli dikme ile taşınan kadınlar mahfilinin köşk kısmı mevcuttur. Kadınlar
mahfiline girişin solunda bulunan L şeklindeki merdiven ile ulaşılmaktadır. Caminin
ne zaman inşa edildiği tam olarak bilinmiyor fakat giriş kapısının üzerinde yer
alan tabelada 1397 tarihinde yapıldığı yazılıdır. Yazılı kaynaklara göre ise
1831 tarihli nüfus kayıtlarında “ caminin yanında 70 yaşlarında Molla Hasan
oğlu Osman Efendi bin Ali” isimli bir kişiden bahsedilmektedir. Bu kişinin
mezarı cami haziresinde olup caminin imamı olduğu bilinmektedir. Bu sebepten
dolayı caminin 1831 yılından önce yaptırıldığı düşünülmektedir.
Şıhkıran Camii |
Serüvenimizin bugün ki durağında Giresun'a konuk olduk. Cennet vatanımızın her köşesindeki değerli yapıları sizlerle her zaman olduğu gibi buluşturmaya gayret ediyoruz. 81 ilimiz tamamlanana kadar devam edeceğiz inşallah. Bir sonraki şehrimizde bambaşka mekanlarda buluşmak ümidi ile, baki muhabbetle...
0 Yorumlar