Tarihte Yolculuk: Bilecik Tarihte Yolculuk: Bilecik - Manevihanem

Tarihte Yolculuk: Bilecik

 

 Tarihte Yolculuk serüvenimizin bir sonraki durağı Osmanlı Devletine de başkentlik yapmış bir şehir olan Bilecik'ten bahsedeceğiz. Eski çağlardan beri birçok uygarlığa ev sahipliği yapmıştır Bilecik. Ayrıca hem Selçuklu hem de Osmanlı devleti için büyük bir öneme sahip olan şehrimiz, İznik ve Bursa’nın fethinden önce Osmanlı Devletine başkentlik de yapmıştır. Bizler de bu yazıyla birlikte Selçuklu ve Osmanlı döneminden kalan tarihi yapılara yolculuk yapıp ecdadımızın emanetlerini ziyaret etmiş olacağız.


Kaymakam Çeşmesi: 

Söğüt ilçesinin merkezinde bulunan çeşme 1919 yılında Kaymakam Sait Bey tarafından yaptırılmıştır. Osmanlı mimarisinin son örnekleri arasında yer almakta olup Neo-klasik üslupta inşa edilmiştir. Kare prizma şeklindedir ve yapımında mermer kullanılmıştır. Yüzeyler ve sivri kemerler niş şeklinde yapılmış, nişin içinde ve üstünde Kütahya çinileriyle kaplanmıştır. Sivri kemerin üzerine kabartma madalyon konularak ay yıldız ve yapım tarihi kazınmıştır. Kaymakam çeşmesi ne yazık ki günümüzde kullanılmamaktadır.


Çelebi Mehmet Cami: 

Sultan Mehmet Çelebi tarafından  1414-1420 yılları arasında yaptırıldığı bilinmektedir. Osmanlı dönemi mimarisinin kubbeli yapılar türündeki ilk örneklerindendir. II. Abdülhamid döneminde cami onarılmış ve onarım sırasında genişletildiği için bazı değişiklikler meydana gelmiştir. Kesme taş ve tuğladan inşa edilmiş, dış duvarları sade sıvalıdır. Kareye yakın dikdörtgen planlı olup 12 kubbeye sahiptir. Kubbelerin ortada yer alanı diğerlerinden daha yüksek ve büyük yapılmış, üzerine bir aydınlık feneri yerleştirilmiştir. Minaresi orijinalliğini hâlâ korumakta olan cami, Söğüt ilçesinde Hükümet Konağı’nın karşısında yer almaktadır.


Ertuğrul Gazi Türbesi:

13.yüzyılda inşa edildiği bilinen türbe, altıgen planlı ve kubbeli bir gövdeye sahiptir. Dikdörtgen planlı ve beşik çatılı giriş bölümü mevcuttur. Duvarları bir sıra kesme küfeki taşı, iki sıra tuğla ile almaşık düzende örülüdür. Altıgen gövdenin kıbleye bakan cephesine küçük bir mihrap yerleştirilmiş, dördüne kapı ve pencereler açılmış, bir cephe de boş bırakılmıştır. Pencere açıklıkları topuklu demir parmaklıklarla ve demir kepenklerle donatılmış, anlaşıl örgülü sivri hafifletme kemerleriyle taçlandırılmıştır. Kubbesi kurşun kaplı olup arada kasnak kullanılmadan direkt olarak gövdeye oturmaktadır. I. Mehmed tarafından türbe haline getirilmiş, Sultan III. Mustafa zamanında onarılmış ve değişikliğe uğramıştır. 1886 yılında ise II. Abdülhamid tarafından yeniden onarım yaptırılmış ve çeşme eklenmiştir.


Köprülü Mehmet Paşa Kervansarayı: 

Yapım tarihi tahmini olarak 17.yüzyılın başları olarak bilinen kervansarayın Kanuni Sultan Süleyman’ın veziri olan Rüstem Paşa tarafından yaptırıldığı bilinmektedir. Köprülü Mehmet Paşa’nın vakıf eseri olarak tapu kayıtlarına geçmiştir. 3008 metrekarelik alan üzerine inşa edilmiş olup 101.52x27.21 metre ölçülerindedir. Dikdörtgen planlıdır, taş ve tuğla kullanılarak harç ile inşa edilmiştir. Üç bölümdür, orta kısmı iki yandaki kısımlara göre daha farklıdır. Bu orta bölüm giriş içindir, yapımında taş ve tuğla kullanılmıştır. Kale görünümündeki kervansarayın üzeri iki yana meyilli ahşap kırma çatı ile örtülmüştür. Bu çatı 1912 yılına kadar sağlam kalmış daha sonra yıkılmıştır. 2007 yılında ise Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore edilmeye başlanmış 3 yıl sonunda çalışmalar tamamlanmıştır.


Rüstem Paşa Cami:

Osmaneli ilçesinde bulunan cami klasik üslupta inşa edilmiş, kareye yakın dikdörtgen planlıdır. Kanuni Sultan Süleyman’ın damadı ve veziri olan Rüstem Paşa tarafından Mimar Sinan’ın çırağına yaptırılmıştır. Bu cami aynı zamanda Ulu cami olarak da anılmaktadır. 1516 yılında yaptırıldığı tahmin edilmekte olan cami kesme taşlarla inşa edilmiştir. Kırma çatılıdır, minaresi caminin kuzey batı köşesinde bulunmaktadır. Her yönde ikişer pencere mevcuttur, kuzey cephesinde beş kemerli bir revak halindeki son cemaat yeri ahşap tavanla örtülmüştür. Giriş kapısının solunda pencere üzerinde bulunan kitabeye göre Hicri 1193 (M 1779) yılında Keskinzâde Hacı Ali Ağa tarafından onarımı yaptırılmıştır.


Böylelikle Osmanlıya başkentlik etmiş bu güzide şehrimizi de az da olsa sizlere tanıtmış olduk. Tarihte Yolculuk serüvenimiz his kesmeden bu yazıdan sonra da devam edecek. Takipte kalın...      

Yazan: Ayşenur Çakmak

Yorum Gönder

0 Yorumlar