Çamlık Milli Parkı
Çamlık Milli Parkı
1958 yılında ülkemizin ilk milli parkı ilan edilen Yozgat Çamlığı yaklaşık 267 hektardır. Alan üzerinde Karaçam, meşe, ardıç, akkavak, titrekkavak, karakavak, söğüt, ahlat, alıç vb. 212 bitki türü tespit edilmiştir. Bu bitki türleri 43 familya ve 144 cins içerisinde toplanmıştır. Milli Park’ın ana kaynak değerini ise Anadolu Karaçamı oluşturmaktadır. Kafkas Çamı denilen 400-500 yaşlarındaki Karaçam türü Türkiye’de sadece Yozgat Çamlığı’nda bulunmaktır. Ayrıca Milli Park içerisinde bulunan hayvan türlerinin başlıcaları şunlardır: Tilki, tavşan, tarla faresi, sansar, sincap vb. memeliler; küçük atmaca, saksağan, kumru, delice, tarla kuşu, sığırcık, sarı asma, dağ kargası, şahin, doğan, kaya kartalı, arı kuşu, ardıç kuşu, tepeli toygar vb. kuşlar; kaplumbağa, kertenkele, yılan gibi sürüngenlerdir. Bu türlerin yanı sıra Amerika’ya özel Altın Kartal türünün de varlığı bilinmektedir. Ziyaretçilere otel, kır lokantası, bisiklet ve yürüyüş yolları, piknik alanları, oyun parkı, kamelyalar, futbol sahası, seyir terası gibi bir çok hizmet sunulmaktadır. Efsanevi yönüyle de bizleri etkileyen Milli Parkımızın ilk fidanı efsaneye göre; Aslı’ya olan aşkıyla nesillerce dillerden dillere dolaşan Kerem tarafından dikilmiştir. Kerem’in Aslı’yı ararken Çamlığın içerisindeki tepeye bir fidan diktiği; “ Bu çamdan nice çamlar filizlenir, koruk olur, bizi söyler bizi fısıldar.” dediği ve bu fidandan türeyen çamlardan Yozgat Çamlığı’nın oluştuğu halk arasında söylenmektedir.
Kazankaya Kanyonu |
Kazankaya Kanyonu
Şefaatli ve Yerköy ilçesi arasında
bulunan vadi, Delice Irmağı’nın oluşturduğu, içerisinde bağ-bahçe ve doğal
güzelliklerin yer aldığı yaklaşık 35 km uzunluğunda bir havzadır. Yapılan
araştırmalarda bu bölgeye özgü 137 bitki türü belirlenmiştir, bu türlerin
bazıları endemik bitkilerdir. Ayrıca ılıman bir iklime sahip olduğu için nar
yetiştirebilen bölgede en meşhuru üzüm bağları, ayva ve menengiç olmak üzere
birçok meyve türü de bulunmaktadır. Vadi ve çevresinde piknik ve avcılık da
yapılabilmektedir. Günümüzde ne yazık ki hak ettiği değeri göremeyen bu vadi
hakkında kısıtlı bilgilere sahibiz.
Cavlak Boğazlıyan Kaplıcaları |
Cavlak Boğazlıyan Kaplıcaları
Boğazlıyan ilçesine
bağlı Bahariye Köyü’nde bulunmaktadır. Deniz seviyesinden 1054 metre yüksektedir.
Kaplıca suyu 320 lt/sn debiye sahip
olup, sıcaklığı 32-34 derece arasındadır. Bikarbonatlı, klorürlü, sodyumlu, kalsiyumlu,
karbondioksitli ve radyoaktif özelliğe sahiptir. Sağlık Bakanlığı tarafından
yapılan araştırmalara göre kaplıca suyunun bazı hastalıklara iyi geldiği
raporlarla onaylanmıştır. Bu hastalıklardan birkaçı şunlardır: Romatizmal
ağrılar, kırık-çıkık rahatsızlıkları, kadın hastalıkları, kronik bronşit, üst
solunum yolları rahatsızlıkları, safra kesesi taşları, karaciğer ve mide
rahatsızlıkları. Ayrıca Bakanlar Kurulu kararıyla “Termal Turizm Merkezi”
olarak ilan edilmiştir.
Sarıkaya Roma Hamamı |
Sarıkaya Roma Hamamı (Basilica Terma)
Sarıkaya ilçesinde bulunan
kaplıca Bakanlar Kurulu kararıyla “Termal Turizm Merkezi” ilan edilmiştir. 28
lt/sn debiye ve 48 derece sıcaklığa sahip olan kaplıca suyu, florür içeren
oligometalik sular grubundandır. Suyu berrak, kokusuz; karbondioksiti,
amonyağı, nitriği olmayan; kalsiyum, sodyum, magnezyum, demir gibi mineraller
bakımından zengindir. Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan araştırmalarda;
kabuna bağlı siyatik ağrılar, ağrılı kadın hastalıkları, spastik kolitler,
böbrek taşlarının düşmesi üzerinde etki, karaciğer ve safra kesesi taşları, cilt
hastalıkları gibi pek çok rahatsızlık için doktor kontrolünde kaplıca suyu
destekleyici bir tedavi unsurudur. Diğer ismi Roma Kral Kızı Hamamı olan kaplıcanın
bir de efsanesi vardır: Kayseri’de oturan Roma krallarından birinin kızı
amansız hastalığa yakalanmıştır. Kral kızını birçok hekime götürmüş, tedavisi
için her şeyi yapmıştır. Fakat güzelliğiyle dillere destan olan bu kızın
derdine çare bulamamıştır. Kızın ilerleyen hastalığı sonucunda ayakları tutmamaya
başlamış ve dizleri küt olmuştur. Bu hastalığın günümüzdeki adı ise
romatizmadır. Kral son çare olarak sıcak suyun olduğu yerde küçük bir gölet
oluşan, balçık halindeki çamurlu hamama gönderir kızını. Kızın gezmek, avunmak
için girdiği çamur ve sıcak su ona iyi gelir. Bir süre burada yaşayan kızın
hastalığı gün geçtikçe iyi olmaya başlar. Küt dizleri açılan kız, yavaş yavaş
adım atmaya başlar. Sonunda tamamen iyileşen kızın sıcak su sayesinde iyi olduğu
anlaşılır. Bunun üzerine kral, buraya mermerden bir havuz yaptırır, etrafını büyük
kesme taşlarla çevrili, önceleri kimsenin olmadığı bu havuz çevresinde bir
şehir oluşur. Kralın kızının adı bu şehre verilir, deprem sonucunda yok olan bu
büyük şehirden geriye sadece hamamların olduğu kısım kalmıştır.
Hazırlayan: Ayşenur Çakmak
0 Yorumlar