Helak olan kavimlerin serimizin devamı niteliğinde olan ikinci yazımızda daha sık duyduğumuz, hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğumuz kavimlerden bahsedeceğiz. Her birinden birçok ders çıkaracağımız kavimleri ve helak oluş sebeplerini birlikte inceleyelim.
Firavun ve Ordusu:
Firavun, Mısır’ın büyük saltanat
sahibi krallarındandır. 620 yıl yaşadığı ve bunun 400 yılını hükümdarlıkla
geçirdiği bilinmektedir. Kendini halka tanrı olarak tanıtan Firavun, kendisine
itaat edenleri refah içinde yaşatırken İsrailoğullarını yok etmeye çalışıyordu.
Bu yüzden İsrailoğulları hep zulüm görüyordu. Yüce Allah, Hz.Musa ve Hz.Harun’u
Firavunu imana davet için gönderdi. Bu süreçte pek çok mucize gerçekleşti.
Fakat Firavun tanrılık iddiasından vazgeçmedi. En sonunda Kızıldeniz’in
yarılması hadisesiyle Firavun ve ordusu boğularak helak oldu.
Medyen ve Eyke Halkı:
Şuayb (a.s)’ın peygamber olarak
gönderildiği halktır. Bu halk peygamberlerine inanmadıkları gibi yalancılıkla
da itham etmişlerdir. Ticaretle uğraşan bu halk, ticarette hile ve aldatma
yapıyordu. Şuayb peygamberin onları bu konuda uyarmasına rağmen dikkate almayıp
“Eğer doğru sözlü isen gökten üstümüze
bir parça düşür.” (Şuara Suresi 187.ayet) diyerek kendi sonlarını istemişlerdir.
Bir sonraki ayette ise “Bunun üzerine azap, onları gölgelerle kaplı karanlık
bir günde yakalayıvermişti. O gerçekten büyük bir günün azabıydı.” Şeklinde
ifade edilen azap, bu halkın helak oluşudur.
Semud Kavmi:
Medine ve Şam arasında Hicr bölgesinde
yaşamış olan halktır. Dağları, kayaları ve mermerleri ilk yontan bu kavimdir.
Kendilerine oyulmuş kayalardan evler ve kaleler yapıyorlardı. Yüce Allah, Semud
kavmine Salih peygamberi gönderdi ama onlar itaat etmediler. Sanatlarının
gücüne, ev ve kalelerinin sağlamlıklarına güveniyorlardı. Hz.Salih’i
yalancılıkla itham ettiklerinde Allah onlara korluk verdi. Şehirdeki dokuzlu
çete bir taşı göstererek Salih (a.s)’in ondan deve çıkarmasını istediler.
Hz.Salih namaz kılıp Allah’a dua edince taştan deve çıkmıştı. Hatta devenin
yavrusu da olmuştu. Bu çete deve çıkarsa iman edeceklerini söyledikleri halde
iman etmemişlerdi. Salih peygamber deveye dokunmamalarını, aksi takdirde büyük
bir azaba uğrayacaklarını söyledi. Fakat bu bozguncu dokuz kişiden biri deveyi
boğazlamaya kalkıştı. Hz.Salih’in uyarısına rağmen, inanmayanlar deveyi kesince
şehir şiddetle sarsılmış ve korkunç bir sesle Semud kavmi helak olmuştur.
Kur’an’da Hud Suresi 65-68.ayetlerde bu olay anlatılmaktadır.
Nuh Kavmi:
İdris peygamberden sonra Allah Teala, doğru yoldan ayrılan kavim için Nuh (a.s)’u
gönderdi. Peygamber olduğunda 50 yaşında olan, 950 yıl boyunca kavmine nasihat
eden Nuh (a.s)’a inanan çok az insan vardı. Oğullarından Sam, Ham ve Yafes iman
etmiş, eşi ve Kenan (Yam) adındaki oğlu iman etmemiştir. Günümüzde kullandığımız
“Nuh dedi, peygamber demedi.” tabiri de
bu olay üzerine söylenmiştir. 50 yaşındayken gemi yapması için emir gelen
Hz.Nuh, sudan uzak bir yerde ve kırda gemi gemi yapmaya başladı. Kavmi onunla
alay etmenin dozunu artırınca Nuh (a.s): “Ey Rabbim! Yeryüzünde inkar
edenlerden hiç kimseyi bırakma!” diye seslenişte bulundu. Allah’ın emriyle
gemiye her canlıdan birer çift alındı. Oğullarından biri ve eşi hariç ailesi,
ayrıca inananların tamamı gemiye bindiler. Yüce Allah’ın emriyle sular yükseldi,
dağlara çıkanları bile alıp götürdü. Gemi su üzerinde yaklaşık 150 gün kaldı. Gemidekiler
kurtuldu, kafirlerden eser kalmadı. Geminin Cudi Dağına oturduğu bilinmektedir.
Tevrat’ta ise bu dağ Ararat (Ağrı) Dağı olarak geçmektedir.
Ad Kavmi:
Hz.Nuh’un soyundan İremoğullarından Ad’ın
çocuklarıdır. Göçebe bir toplum oldukları halde çok zengin, eğlenceye ve lükse
düşkün bir millet olarak bilinmektedirler. Bu kavim, gelip geçenlerle alay edip
eğlenmek için yüksek binalar, güvercin kuleleri yapıyor, tepelere abideler inşa
ediyorlardı. Bunları ihtiyaç için değil eğlence, oyun ve güç gösterisi için
yapıyorlardı. İsyanları ve peygamberleri olan Hz.Hud’u dinlememeleri sebebiyle
büyük bir gaflet içindeydiler. İsyanları haddi aşınca Allah Teala onlara
şiddetli bir rüzgar gönderdi. Hakka Suresi 7.ayette bu olayın yedi gece sekiz
gün sürdüğü ifade edilmiştir.
0 Yorumlar