Bir Asım’dan Doğan Nesil! Bir Asım’dan Doğan Nesil! - Manevihanem

Bir Asım’dan Doğan Nesil!

                     Bir Asım’dan Doğan Nesil!

                        Bir Asım’dan Doğan Nesil!

    Önce ecdat sonra torun diyelim ve başlayalım dualara, hadislere mazhar olan ecdadımızı, atalarımızı anlatmaya. Ecdat tarih yazmış torunları olan bizler ise okuyup anlamaya çalışıyoruz. Bizlere düşen görev vatanına, milletine ve ailesine sadık bireyler olmak. Vatan şairi Mehmet Akif’in: “ Asım’ın nesli diyordum ya nesilmiş gerçek/ işte çiğnetmedi namusunu çiğnetmeyecek.” sözlerinde bahsettiği Asım’ın nesli bizleriz. Biz Osmanlı’nın torunu, Türkiye’nin gençleriyiz. Bundan bir asır önce dünyada eşi benzeri görülmemiş bir kahramanlık destanı yazıldı. Düşman askerlerine karşı iman dolu göğüsler süper edildi ve  Çanakkale geçilmedi. Bizi biz yapan, Osmanlı’yı cihan imparatorluğu haline getiren ve Çanakkale’yi geçilmez yapan; Resul’ün aşkını, muhabbetini dünyaya ulaştırma sevdamızdı. Biz gençler de hep birlikte yüzyıllık sessizliğimizi bozup sevdamızı yeniden canlandıralım. Gelin birlikte milli şairimiz Mehmet Akif‘in o şanlı direniş hissettirdiği dizeleri hatırlayalım:

“Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;

Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.

Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam,

Atılan her lağamın yaktığı yüzlerce adam.

Ölüm indirmede gökler, ölü püskürtmede yer

O ne müdhiş tipidir: Savrulur enkaz-ı beşer…”

 

  Bir insana böyle dehşetli sözler yazdıran olaylara karşı ecdadımızın direnişini anlamak yerine neden bu gamsızlık? İmanla, vatanla, namusla dertlenmek yerine neden geçici şeyleri kendimize dert ediniyoruz?  Vakit uyanıp aklımızı başımıza alma vaktidir. Yüce  Allah’ın kitabında “ Ey (risalet görevine) bürünen (peygamber). Kalk ve insanları uyar.” (Müddesir Suresi) Ayetleri gereğince uyanma vaktidir. Akif’in “Ey dipdiri meyyit!/ İki el bir baş içindir. Davransana…”  seslenişine kulak verme vaktidir. Ecdadımız İslam uğruna şehadet şerbetini içmeyi göze almışken biz Asımlar bunları görmezden gelemeyiz. Akif gençlerin dindar olmasını istemiş ve şöyle söylemiştir: “Ölüler dini değil, sen de bilirsin ki bu din,/ Diri doğmuş, duracak dipdiri; durdukça zemin.” Peki ya vatan, vatan cennettir. O halde kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda…

   Asım’dan doğan nesiller Akif’le övünür. Asım ise vatanıyla bütündür. Eğer vatanım dediği topraklar selamet içinde değilse kendisi de değildir.

  Asımlar, aslını taklit edip yüceltmelidir. Akif, bizden bunu istemiştir: “İhtiyar amcanı dinler misin, oğlum Nevruz?/ Ne büyük söyle, ne çok söyle; yiğit işte gerek./ Lafı bol, karnı geniş soyları taklit etme;/ Sözü sağlam, özü sağlam, adam ol, ırkına çek!” Vatana hizmet için yeni tasarılara, yeni buluşlara imza atarsak, milli şairimizin tavsiyelerini yerine getirirsek ekonomi, sanat, teknoloji vb. konularda dünya devletleriyle yarışabiliriz. Yardıma muhtaç bir millet olmamak için Akif’e kulak vermeliyiz.

 Böyle olursa kimse bize emir veremez. Unutmayalım ki yardım alan, emir de alır…

Baki muhabbetle...

Yazan: Ayşenur Çakmak

Yorum Gönder

0 Yorumlar